Ayıplı Mal ve Hizmetler, hukukumuzda çeşitli mevzuat hükümlerinde düzenleme alanı bulmuştur. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda; Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımlanmıştır. Ayıplı Hizmet ise, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir

Türk Borçlar Kanunu’nda ise ayıp kavramı ve ayıptan sorumluluk, özellikle satış sözleşmesi, kira sözleşmesi ve eser sözleşmesi olmak üzere farklı sözleşme türleri temel alınarak düzenlenmiştir. Ayıplı hizmet ise, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. 

Yargıtay’a göre de bir malın tam ve eksiksiz tesliminin gerçekleştiğinin kabulü için o malın her türlü ayıp ve hatadan ari olması gerekir. Bu nedenle de ayıp, aynen ifanın önünde bir engel teşkil etmektedir.

 

Neler Ayıplı Mal Olarak Kabul Edilir?

 

  • Taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun değilse,
  • Objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımıyorsa,
  • Sözleşmeye aykırı ise,
  • Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımıyorsa,
  • Satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırıysa,
  • Muadili olan malların kullanım amacını karşılamıyorsa,
  • Tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeriyorsa
  • Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi,
  • Montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi,
  • Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montajın hatalı yapılması halleri de sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir.

Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

 

Neler Ayıplı Hizmet Olarak Kabul Edilir?

 

  • Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.

Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

 

Ayıplı Mal veya Hizmet Tespit Edildiğinde Neler Yapılmalıdır?

 

İlk bakışta olağan bir inceleme ile anlaşılabilen ayıplar Açık Ayıp; İlk bakışta görünmeyen ancak daha sonra anlaşılan ayıplar Gizli Ayıp niteliğindedir. Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.

Teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim anında var olduğu kabul edilir.  Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Satın alınan mal veya hizmetin ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları bulunmaktadır. Tüketici bu seçimlik haklarını mahkeme kararı olmadan tek taraflı olarak kullanabilir. Seçimlik hakkını kullanmış olan tüketici, seçmiş olduğu hakkı, gerekli ve mahkemeyi ikna edebilecek bir sebep olmaksızın diğer bir seçimlik hakkı ile değiştiremeyecektir.

Konuyla ilgili Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 18.06.2012,  Esas:2012/9616 Karar: 2012/15676 İçtihat;  ‘Davacı tüketici seçimlik hakkını tamir yönünde kullanmış ve hasar da tamamen giderilmiştir; bu durumda davacı artık sözleşmeden dönerek bedelin iadesini isteyemez.’ yönünde karar vermiştir. 

Satın alınan malın ayıplı olması durumunda Tüketici;

  • Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
  • Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
  • Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
  • İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme;

Satıcı, tüketicinin tercih ettiği talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.

Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Satın alınan Hizmetin Ayıplı olması durumunda da Tüketici;

  • Hizmetin yeniden görülmesi,
  • Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı,
  • Ayıp oranında bedelden indirim,
  • Sözleşmeden dönme haklarına sahiptir.

Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.

Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

 

Ayıplı Malda Zamanaşımı

 

Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.

Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.

Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

 

Ayıplı Hizmette Zamanaşımı

 

Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

 

Görevli ve Yetkili Mahkeme

 

                Tüketici ve satıcı arasında yaşanan hukuki ihtilafların ardından ayıplı mal davası açılması durumunda malın değerine göre yetkili mahkeme değişiklik göstermektedir. Kanunda her yıl yenilenen miktarların altında bulunan uyuşmazlıklarda ya İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine, ya da İl Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Belirlenen miktarın üzerinde olan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. 

Tüketici hakem Heyetine yapılacak başvurularda; tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. Tüketici hakem heyetinin bulunmadığı yerlerde ise başvuruların nerelere yapılacağı ve bu başvuruların hangi tüketici hakem heyetince karara bağlanacağı yönetmelikle belirlenir.

Tüketici davaları ise genel yetkili mahkemelerin yanı sıra, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir. Genel yetkili mahkemeler ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.