Günümüzde gelişen ekonomik şartlar ile hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler karşısında Marka hakkı ve bu hakkın yasal düzenlemelerle korunması büyük önem arz etmekte ve özel olarak ele alınması gereken hukuki bir konu haline gelmektedir.  Tüketicinin serbest piyasada meydana gelen çeşitlilik neticesinde kalite ve güven arayışı içinde olması; teşebbüsleri, mal ve hizmetlerinin kalitesini ortaya koymak, ürünlerini tanıtmak ve saygın bir marka oluşturmak yönünde adımlar atma ihtiyacına yöneltmiştir. Ancak ürün çeşitliliğinin oluşması, aynı alanda benzer ürünlerin bulunması rekabetin de artmasına neden olmuştur. Elbette bunun neticesinde de taklit ürünlerin sayısı fazlalaşmış, dolayısıyla da marka suçları yaygınlaşmıştır.

 

Marka Nedir?

 

Marka tanımı 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu’nun  4. Maddesinde yapılmıştır. Buna göre Marka, Bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere oluşturulan her türlü işarettir.

 

Marka Hakkına Tecavüz Nedir?

 

Marka tescilinden doğan haklar sadece marka sahibine aittir. Bu nedenle 6769 sayılı kanunun 30. maddesinde marka hakkına tecavüzün kapsamı ve cezası hüküm altına alınmıştır. Buna göre; ‘’Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.’’

Marka hakkına tecavüz olarak sayılan fiiller kanunda iktibas ve iltibas olarak düzenlemiştir. İktibas, markanın aynı şekilde taklit edilmesi; İltibas, asıl marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde benzerinin kullanılmasıdır. 

Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.

Failin cezalandırılabilmesi için markanın Türkiye’de tescilli olması gerekmektedir. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Kamu davası açıldıktan sonra şikayetten vazgeçme kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur. Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, sadece marka sahibine ait bir haktır. Hak sahibi tarafından fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve öğrenme gerçekleşmese bile tecavüzün gerçekleşmesinden itibaren her halükarda on yıldır. Haksız eylem devam ettiği sürece zamanaşımı işlemez. Tecavüz eylemi aynı zamanda suç teşkil ediyorsa Türk Ceza Kanunu uyarınca uzamış zaman aşımı süresi olan sekiz yıl uygulanacaktır. Tescilli marka sahibi, meydana gelen haksız fiillerden dolayı şikayetçi olarak ceza davası açılmasını sağlayabileceği gibi 6769 sayılı kanunun madde 7/2’ye dayanarak hukuk davası yoluna da gidebilir.

 

Marka Hakkına Tecavüz Halinde Başvurulacak Hukuki Yollar Nelerdir?

 

Marka hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir;

  • Tecavüz olup olmadığının tespiti,
  • Tecavüzün önlenmesi,
  • Tecavüz fiillerinin durdurulması,
  • Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini,
  • Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde kullanılan araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması ve el konulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde marka sahibine mülkiyet hakkının tanınması,
  • Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, masraflar tecavüz edene ait olmak üzere  el konulan ürünler ile araçların üzerlerindeki markaların silinmesi veya tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise imhası,
  • Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi

 

Marka Hakkına Tecavüze İlişkin Cezai Hükümler Nelerdir?

 

1. Marka Hakkına Tecavüz Suçu Cezası: Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

2. Marka Koruması İşaretini Kaldırma Suçu Cezası: Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

3. Marka Hakkı Üzerinde Yetkisiz Tasarrufta Bulunma Suçu Cezası: Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Yukarıda yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.

 

Marka Hakkına Karşı İşlenen Suçlarda Yetkili Ve Görevli Mahkeme Hangisidir?

 

Marka Hakkına tecavüze ilişkin hukuk davalarında görevli mahkeme; Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleridir. Bu mahkemelerin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Marka Hakkına tecavüze ilişkin ceza davalarında görevli mahkeme; Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesidir.

Marka hakkı sahibi tarafından ihlali gerçekleştiren üçüncü kişi aleyhine açılan davalarda yetkili mahkeme; ihlali gerçekleştiren kişinin yerleşim yeri veya tecavüz fiilinin gerçekleştiği veya ihlalin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.