KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ VE İHRAÇ KARARINA KARŞI İTİRAZ DAVASI

Kooperatif ortakları hakkında ihraç kararının nasıl ve ne şekilde alınacağı, itiraz gibi hususlar 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 16. Maddesinde genel olarak düzenlenirken, aynı kanunun 27. Maddesinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların ortaklıktan çıkarılması esası ayrıca düzenlenmiştir. Kooperatif üyeliğinden çıkarılma, ortaklık sıfatının ortağın iradesi dışında sona erdirildiği hallerden biridir.

Kooperatif Kanununun 16/1 hükmüne göre; Kooperatif ortaklarının ortaklıktan çıkarılması için, çıkarılmayı gerektiren sebeplerin Ana sözleşmede açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Yani ortaklar Ana sözleşmede açıkça belirtilmeyen nedenlerle kooperatif ortaklığından çıkarılamazlar. Burada kanun koyucu, ortaklıktan çıkarılma nedenlerini kanunda açıkça saymayarak, her kooperatifin kuruluş amacı ve konusu doğrultusunda çıkarılmayı gerektiren sebepleri belirlemeyi kendisinin yapmasının daha makul olacağı düşüncesiyle hareket etmiştir. Burada esas olarak hedef, kooperatifin yapısını ve devamını tehdit edebilecek sebeplerin Ana sözleşmede gösterilerek ortaklar tarafından çıkarılabilecek sorunların önüne geçilmesi ve kooperatifin varlığını sürdürebilmesidir.

 

Ana Sözleşmede Öngörülen Sebepler Nelerdir?

 

Ana sözleşmede çıkarılma sebepleri, hem kanunun emredici hükümlerine hem kooperatiflerin temel yapısına hem de genel hukuk ilkelerine aykırı olmadığı müddetçe sınırlama olmaksızın kapsamı geniş tutulabilir. Ancak hükümde çıkarılma nedenlerinin ‘açıkça’ gösterilmesi hususunun vurgulanması, bu sebeplerin tek tek sayılması suretiyle Ana sözleşmede somut olarak belirtilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.  Bu nedenle Ana sözleşmede sayılacak olan bu sebepler ‘’numerus clausus’’ olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla genel ve soyut nitelikte çıkarma sebepleri belirlenmesi kanuna aykırılık teşkil edecektir. Ana sözleşmede ortaklıktan çıkarılma şartlarının tek tek belirlenmesi sayesinde ortaklar, hangi durum ve davranışların sonuçlarının ihraç kararının alınmasına neden olabileceğini bilecek ve böylece bu davranışlardan kaçınacaktır.

Uygulamada bu sebeplerin ne olabileceği konusunda örneklendirme yapmak gerekirse; Ortağın kooperatifin işletme konusuna giren bir uğraşı terk etmesi, kooperatif ortağı olması için aranılan sıfatı kaybetmesi, aynı faaliyet konusuna giren başka bir şirketin yönetiminde bulunması ya da kooperatifle rekabet halinde olması, başka bir kooperatife ortak olması, kooperatifin gütmüş olduğu amaca konu hususa zaten sahip olması, ortağın kurada çıkan konutu kabul etmemesi, kooperatif içinde uyumsuzluk çıkaran davranışlarda bulunulması, usule aykırı şekilde konutta tadilat yapması, belirli suçlar dolayısıyla mahkûmiyet kararı alması, belirli bir yaşa ulaşmış olması, çalışma gücünün kaybedilmesi dolayısıyla kooperatife katkı sunamaması…….gibi hükümler konulabilmesi mümkündür.

 

Ortaklıktan Çıkarılmada Karar Almaya Yetkili Organ Kimdir?

 

Kooperatif Kanunu 16/2 maddesine göre; ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Yani ortağın ortaklıktan çıkarılması sürecinde yönetim kurulu bu yönde bir karar alınması yönünde genel kurula bir teklif sunmalı ve genel kurul konuyu gündemine almalıdır. Kooperatiflerde ortağın ortaklıktan çıkarılması yönünde karar alma konusunda kanunen yetkili organ, “genel kurul” olmakla birlikte; bu yetki devredilemez görev ve yetkiler arasında yer almadığından ana sözleşmede öngörülmüş olması kaydıyla ve çıkarılan ortağın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere karar alma konusunda genel kurulun yanı sıra “yönetim kurulunun da” yetkilendirilmesi mümkündür.

 

Ortaklıktan Çıkarılmada İzlenmesi Gereken Prosedür

 

Ana sözleşmede öngörülen nedenlerden biri sebebiyle ortaklıktan ihraç kararı, öncelikli olarak kanunda öngörülen prosedürler işletilerek usulüne uygun olarak çağrı yapılmalıdır. Usulüne uygun olarak yapılan çağrı, çağrının yetkili organ ya da kişiler eliyle yapılmasını gerektirdiği gibi, çağrının kanunda ve Ana sözleşmede öngörülen usulde yapılmasını ve çağrının tüm ortaklara yönelik olarak yapılmasını da gerekli kılar. Usulüne uygun bir çağrı yapılmadan ortakların bazılarının ya da büyük çoğunluğunun bir araya gelmesi halinde, oluşan topluluğun “genel kurul” olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığı gibi, bu şekilde alınan kararların geçerliliğinden de söz edilemeyecektir. Böyle bir ihtimalde, alınan kararların “yok” hükmünde olduğunun kabulü gerekir.

Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. Genel kurula yapılan itiraz sonucunda genel kurulca verilen karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.

Çıkarılan ortak, genel kurul toplantısına katılmış ve bu ihraç kararından haberdar olmuş ise, bu durumda yine de, hükümde çıkarılan ortağın mahkemeye başvurma hakkı “kararın tebliğinden” itibaren hesaplanmaya başlayacak olan “üç aylık hak düşürücü süre” ye bağlandığından, ortak genel kurula katılmış olsa dahi, bu sürenin işlemeye başlayabilmesi için, yine de kararın kendisine ayrıca tebliğ edilmesi gerekir. Ancak genel kurul tarafından alınan kararın yokluğu ya da butlanı söz konusu ise, kararın geçersizliğinin tespitinin her zaman istenebileceği ve 3 aylık hak düşürücü sürenin gözetilmeyeceği gözden kaçırılmamalıdır.

Çıkarılma kararına istinaden açılacak olan davada husumet, kararın hangi organ tarafından alındığına bakılmaksızın, kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilmelidir. Açılacak dava, şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmalıdır.

Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Çıkarma kararı kesinleşmediği sürece çıkarılan ortağın ortaklık sıfatı devam etmesi nedeniyle, çıkarma kararının iptali ile ortak sıfatının yeniden kazanılacağı söylenemez; ortağın ortaklık sıfatını yeniden kazanabilmek için bu hususta kooperatife başvurmasına ya da yapılan başvurunun kooperatif tarafından kabulüne de gerek yoktur.